Aglamaklı uzun soluklu yastayız.Buket Turkay

Aglamaklı uzun soluklu yastayız.Buket Turkay
#Polis #Emniyet #Jandarma #içişleri #süleymanaslan #cinayet #hırsız #dolandırıcı Hakkın rahmetine kavuşan Muammer beyin eşi için bir fatiha ile katili insan kasabı cani TC 14588401494 kimlik nolu Süleyman Aslan it'ini ortaklarını lanetlemenizi dileniyoruz.Allah razı olsun.Bu aile destekli çalıp,çırpmada dolandırmada,aldatmada hasta halden istifade etmede,taşınmaz ve para yürütmede Allah'tan korkmadan kuldan utanmadan insan öldürmede usta çakala sırada kim var diye soruyoruz.Buket Turkay,secretaryship Aile üyelerinin katkısı ile eşi görülmemiş soygun ve cinayet..Ablacıgım nur içinde yat mekanın cennet olsun,Allah'ın rahmeti üzerine olsun bu cinayeti işleyene TC 14588401494 kimlik nolu Süleyman Aslan isimli erkegin fahişkosu şerefsizine,insan kasabı katil hırsız ve seni dolandırana,bu it'e destek verenlere,sessiz kalanlara seni alçakça üzüp incitip hastalıgını artıranlara kodeste ömürboyu iyi bir gelecek hazırlıyoruz,senin bilmeden yanlış tuşa basarak kaydettigin erkek fahişko katilinle,katilinin ortakları ile vb adilerle yaptıgın görüşmelerini inceliyor,inceletiyor çözümünü çıkarttırıyoruz.Hakime hanımın,Savcıların arkadaşlarının seni sevenlerin dedigine göre üzülmesin,ortalık karışmasın diye beyefendiye söglememişsin,keşke beyefendiye sögleseydin abla.Allah'tan hepsine bela diliyoruz ocaklarına ateş düşsün istiyoruz eşref vaktini bekliyoruz,nur içinde yat.Seni iyilik melegimizi Muammer beye yeşil,yeşil bakanı seviyoruz.Evinde hala kuranı kerim ve hatim duaları okunuyor.Beyefendi "Benim bebegim bu alçakların kızı olamaz" dyor bir diyor agzından bin "seni seviyorum,sana hasretim,özlem doluyum" çıkıyor,rahat uyu seni duasız,kabrinde yalnız bırakmıyacagız.Herşeyi bilipte bilmiyoruz diyen izmir’in olospusu puşt kocanla geberesice anan vb.dahil herşeyi biliyormuşsun be,Allah belanızı versin fahişko.Amin.iyi hırsızlık,dolandırıcılık yapmış elindekileri çalmışsınız.Lütfen dahası için blogger sag dikey çubukta özetlere bakınız.Bu Süleyman Aslan inbesi rahmetli vefat etmeden birgün önce ailece elbirligi ile öldürdügü ablasından tecrübe edinmiş olacak beyefendiye şu anda buluta yüklenip çözümde olan ses kayıtlarından anladıgım kadarı ile,ablasına yaptıgından sonuç aldıgını bekledigini anlamış olacak “seni ögle bir yaparımki ölürsün vb.” gibi laflar ediyor,beyefendide lan hötveren senin o agzını sinkaf ederler vb.demiş tam bir inbe polise duyurulur.Biz buna ruhhastası olmak kerhanede dogmuş olmak diyoruz.Buket Turkay Bu aile destekli çalıp,çırpmada dolandırmada,aldatmada hasta halden istifade etmede,taşınmaz ve para yürütmede Allah'tan korkmadan kuldan utanmadan insan öldürmede usta çakala sırada kim var diye soruyoruz.Buket Turkay,secretaryship (Aile üyelerinin katkıları ile,eşi görülmemiş soygun ve cinayet) Polise teşekkür ediyoruz.Süleyman Aslan denen şerefsiz soytarıyı ablasının katili cani inbeyi hasta annesinin bulundugu yere bizi polisle sokmadan önce buradan son kez uyarıyoruz.Ablasının hasta ve kullandıgı agır ilaçların etkisinde,kandırıp dolandırarak bu halinden istifade edip üzerine aldıgı konutu işlerinin bozuk oldugunu gerekçe göstererek,kısa sürede iade etmek üzere aldıgı yüklü miktardaki paraları Mehmetcik vakfına vb.bagışlanmak üzere derhal iade etmesini buradan ailesine dahil ihtar ediyoruz,Agır cezalık yasal işlemlerin başlatılması ve hazırlıgının yapılması için ilgi yerlere talimat verilmiş bilgilendirme yapılmıştır.Bu Allah korkusu,kuldan utanma duygusu olmayan şerefsiz inbenin bugün itibarı ile geriye dödük neden,sinkaf olma hevesi ile yırtarcasına poposunun kalktıgını biliyoruz.Artık internette Google görsellerde yayındasın inbe halini,resmin dahil yerleştiriyoruz.Buket Turkay,secretaryship Süleyman Aslan inbesi it resminde alnına inbe yazmayı unutmuşum neyse birdahaki sefere,ablanı sen ve ailen birlikte öldürdünüz Allah belanızı versin.Amin.Ben,Buket Turkay namussuz puşt.Bunun hesabını eşref vakti geldiginde ailece vereceksiniz ne moklar yemişsin ögle.. Bu kasten bilerek cana kıymak.Dolandırıcı #Polis,#Emniyet,#Jandarma M.Rifat Hisarcıklıoğlu Serpil Yılmazer kahpesi,TC 38683695626 kimlik nolu kocası Kaan Yılmazer puştu,Serap it'i hasta,aldıgı agır ilaçların etkisinde bir kadın iyilik yapacak diye kandırılmaz,vicdansızca dolandırılmaz iz bırakmadan kaçılmaz,daha kaç insanın kanına girdiniz bu çete'den bilgi sahibi ve şikayetçi olanlar bizi bilgilendirerek bizi işaret ederek polise başvursun.Buket Turkay Son posta..Gözbebegimiz Güvenlik güçlerimizin,polisimizin dikkatine.Muammer beyin hakkın rahmetine kavuşan eşini saglıgında aldıgı agır ilaçların etkisi altındayken hastalıgından istifade ederek Serap isimli bir kadınla birlikte vicdansızca dolandırıp ortadan kaybolan Serpil Yılmazer ve kocası TC 38683695626 Kimlik nolu Kaan Yılmazer yeniden adres degiştirip kaçmaları halinde görenlerin polise başvurmaları ve bizi bilgilendirmelerini önemle rica ediyoruz. Resimde dolandırıcı Kaan Yılmazer’in aynı işi birlikte yapan bunu iş edinen karısı Serpil Yılmazer’i görüyorsunuz.Hırsız,puşt,ablasının hastalıgından istifade ederek çalmayı,kandırmayı,dolandırmayı kendi kanından bir ablaya söglenmiyecek küfürler etmeyi kendine iş edinen agzından mok akan (lan hötveren o kayıtların tümünü +18 yazıp,inbe resimlerinden video yapıp youtuba yükleyeyimmi) mok agızlı Sülükman gelecek,gelecek sıra sana gelecek.Nur içinde yatsın mekanı cennet olsun Amin,seni pis bogazını üzülmesin diye,ibneliklerini söglemeyen köpek halini beyefendiden gizli besleyen kendi kanından hasta kendi derdine düşmüş ablana vb.o alçakça küfürleri nasıl kıyıp ettin,tekerlek?.Senin kanınımı sinkaf ettiler,o pis agzınıda sinkaf ettir düzelsin,bizimde uslubumuzu bozuyorsun.Sülükman Aslan gibi inbe ablandan çalıp,dolandırdıgın paraları sokakta orda burda çıkarıp "ben zenginim" diyen hötveren senin hötün dışında neren zengin hırsız,dolandırıcı puşt,insan kasabı,katil köpek senin resmini koyup ne yazayım.Bu inbe yogun bakıma bile sırf otuz saniye için girip çıkmış,ablası ölüyormu bakmış zabıtlara ve kamera kayıtlarına,dinlemeye giren şerefsizliklerini alışkanlık haline getirmiş devam ettirmiştir.Başka kaşınan kahpe varsa öksürsün bilelim ses kayıtları bende kim ne biliyor,bilmiyor yalancı,düzenbaz kahpe ilan edelim Google dahil insanlık dersi verip Youtube'da yayına alalım.Oturup rahmetlinin ölmesini bekleyen kahpeler duysun.Allah belanızı versin biz bunları konu etmeyi kendimize zul sayıyor kamu yararı görüp ders veriyoruz,başka yayına girmek isteyen,ne biçim insansınız?.Bu şerefsizi etiketleyin kendi görseller alanında çıksın,bende etiketliyorum,daha sonra yayına sokacagım.Puşt çektirdigin yetmedimi size haklarını bile helal etmiyen iyilik melegi beyefendinin canısı,cananı hayat arkadaşı ablan sahipsiz degil,sen kim oluyorsun,soytarı.Sülükman kim rahmetliye kötülük ettiyse hasta halinden istifade ettiyse çalıp,çırpıp dolandırdıysa taşınır,taşınmazların üzerine oturduysa kandırdıysa,hırsızlık yaptıysa iyi niyetle verip,geri ödenmediyse küfür ve hakaretlere ugrattıysa ölmesini beklediyse bildiklerini sakladıysa boyu devrilsin kolay olur kurşunlara degil kör bıçak ve kör testere darbelerine gelsin çoluk,çocuk tek parça gömülmesin polis amcalarımız,jandarma birliklerimiz k9 köpeklerimiz sen dahil hepsini poşetler içinde parça,parça çöplüklerde bulsun rahmetliden maddi ve manevi edindikleriniz zehir,zıkkım haram olsun ocaklarınıza ateş düşsün biri sönmeden biri başlasın.Sülükman Allah belanı versin.Amin.Puşt sen bir bir hırsız,dolandırıcı inbesin git keyifhanede çalış saatte 30 kişi kabul etsen köşesin şimdiye kadar ablandan çaldıklarını,dolandırdıklarını gösterip zenginim diyordun,şimdi "çok zenginim" der yan,yan yalpalar yürürsün insanlıgın yüz karası tekerlek broşür yapıp orda dagıttırıyımmı,müşterin artar nasıl bu kadar şerefsiz,namussuz,düzenbaz olabiliyorsun.paraya,taşınmaza fena hötverensin o daireyi niçin rahmetli o kadar iade etmeni istemiş,etmemiş küfür ve tehditlerle üstünde tutmaya devam etmişsin sen sonradanmı biri tekerledi,doguştanmı böylesin sülalece yok olasınız hiçbirinizin yatacak yeri yok sen katıksız bir inbesin şerefsiz puştsun kan kusasın,aradıgın belayı beyefendinin çükünü içinde hissedince belanı bulacaksın o nasıl aileki bireyleri bu alçaklıga ses çıkarmıyor sülalece yatacak yerin yok insan kasabı köpek,o küfürleri Ukranya yosması karına etsene puşt,o çocuklarınla kan ve irin kusasın ailende bu konularda bilipte sessiz kalanlarında ocaklarına ateş düşsün sen müslümanmısın tekerlek tuu sana seni izmirdenmi yönetiyorlar şerefsiz uslubumuzuda bozdurdun şu usluba bakarmısın akşamdan sabaha çoluk,çocugunun senin gibi bir ite sessiz kalanların leşini toplayasın.Amin.Sen onursuz,kişiliksiz haysiyetsiz bir şerefsizsin.Sen para,pul için hötveren olmayı bile göze almışsın birgün kusacaksın.Ses kayıtların bende birkısmı çözümde şerefsiz git,gel oku ayna şerefsiz.Onları hazırla lan hötveren onların tümü Mehmetcik vakfına bagışlanacak seni yediyüzbin kişi lile kahraman Türk silahlı kuvvetleri,birkaçyüz bin kişi ile Türk polis teşkilatı,birkaçyüzbin kişi ile Jandarma birliklerimiz,Sahil güvenlik ve k9 köpeklerimiz seni sinkaf etsin hırsız şerefsiz,büyük hötveren o aldıklarını hazırla inbe.Buket Turkay,secretaryship Yasin suresi mp3 Muammer beyin hakkın rahmetine kavuşan eşinin ruhuna hediye edilmiştir) Şıst,şıst Türkiye,Facebook bizim millet bu videoya rahmetlinin (Nur içinde yatsın mekanı cennet olsun) Aile üyeleri destekli rahmetliyi ölüme gönderen cani,katil,vicdansız paraya,taşınmaza hötveren insan kasabı TC 14588401494 kimlik nolu Süleyman Aslan inbemizin üzerinde “Allah belanı versin” yazan resmi konmuş,rabbimizden tüm ortak hareket edenleri,soygunda ortak hareket edenleri bilipte bilmiyorum diyen kahpeleri,rahmetliyi üzüp incitenlerle beraber mezarlarının yaşamda hayatlarının her anının “cehennem çukuru” olması dilenmiş dua edilmiştir.Rabbimizce duamız yakarışlarımız çabuk kabul edilsin diye Yasin suresi ve Mülk sürelerinin videolarının içine konmuştur.Lan puşt sülükman rahmetli ablanla vb.konuşmalarından aile üyelerinin ablanla konuşmalarından yakınmalarından seni lanetler konuşmalarından video yapıp youtube yükleyeyimmi inbe herif parasını,taşınmazını geri istiyor diye nasıl kıyıp kendi kanından ablana kerhane olospusuna bile söglenmiyecek küfürler ve tehdit ettin sen bir puşt inbe paraya,pula hötveren üste Ukranya yosmasını oranı,buranı verensin millet kim bu tıfıl diyor?.Çoluk çocugunuzla birlikte kan kusasınız haram ve zehir,zıkkım olsun Lütfen bir Fatiha suresi ve amin dileniyoruz. Buket Turkay,secretaryship

21 Kasım 2009 Cumartesi

DEGERLERIMIZE,FACEBOOK SAYFALARIMIZA SAYIN.VURAL ALBAY'IMDAN SAYGI ILE SUNARIM.BUKET,SEKRETARYA: TSK'yı BITIRME EYLEM PLANI


 
                          D İ K K A T L E R E
 
            TABİİKİ "TSK" YI KİMSE BİTİREMEZ. BİR OPERASYONUN OLDUĞU GERÇEK.
    GEREKLİ TEDBİRLERİN ALINACAĞI TABİİDİR. ABD - AB DAHİL KİMSE  UMUTLANMASIN.
 
 

            H. Vural VURAL

            ( E ) Dz. Kur. Kd. Alb.

 

            MİLLİ SİYASET dediğim zaman kastettiğim mana ve medlul şudur ;

Hududu Milliyemiz dâhilinde ( Coğrafya Hududu ), her şeyden evvel kendi

Kuvvetimize müsteniden ( MİLLİ GÜÇ ) muhafaza i mevcudiyet ederek,

Millet ve Memleketin ( TOPLUM / ÜLKE ) hakiki ümranına çalışmak.

Alelıtlak Tulü emeller peşinde Milleti İşgal ve Izrar etmemek ( Maceracı –

Hain olmamak, Başkalarına Hizmet Etmemek ) Medeni Cihandan, Medeni

ve İnsani muameleye ve İnsani muameleye ve Mütekabil ( KARŞILIKLI )

Dostluğa İntizar etmektir. ( Onurlu – Şerefli ve Saygılı Olmaktır..) – 1927

 

                                                
 
 
 
 
Tarih: 20 Kasım 2009 22:04
Konu: FW: TSK'yı BİTİRME EYLEM PLANI


Islak imzalı ve işkencesiz itiraflı

(TSK'yı BİTİRME EYLEM PLANI!..)

-1 defa ANDİÇ-

TEKNOLOJİ CASUSU İKİ SOYTARI,  SERSEME ÇEVİRDİ HEPİMİZİ!..

         Birinci ANONS :

1.) Bu yazı teknolojiden birazcık anlayanlar için yazılmıştır; dileyenler TV  seyretmek için salona geçebilirler;' KURTLAR VADİSİ' başlıyor!..

         İkinci ANONS :

2.) Meraklısına çok özel bilgiler ise  yazı içine serpiştirilmiştir,  isteyenler birkaç kez  okuyarak onları ayıklayabilirler!..

         Üçüncü ANONS:

3.) Görüldüğü üzere bundan böyle  -suç sayılmıyor nasılsa- ben de okuyucuyu ikiye  bölmek zorundayım!..

       Okuma gözlüklerinizi takın; her zamanki gibi Allahın adıyla başlıyoruz!..

       Ceplerinde polis kimlikleri, ellerinde telsiz olan 'sahte polisler' Uğur Mumcu Araştırma Geliştirme Vakfı'nı basıp, ahret soruları sorarak terör estirdiler... Vakıf  Başkanı Güldal Mumcu'ya göre bu kişilerin polis olmadığını söyleyen Emniyet Müdürü de sahteydi!.. Belki ikisi de gerçektir!.. Ankara'nın orta yerindedir vakıf; güler misin, ağlar mısın onu bilemem memleket senin?..

       Gazetelerde manşet:İhbarcı Subay Bulunsun!.. Halkın beklentisi de bu yönde... Gel gör ki, bu çağrıyı 'benden' başka duyan yok 72 milyonluk bir ülkede!.. Bu nedenle ben de koyuluyorum işe... İhbarcıyı bulacağım size merak etmeyin; beni izlemeye devam edin!..

       Mahkemeler, Devletin Telekomünikasyon Kurumu'nun verdiği bilgilere güvenmiyor!.. Bu daha da ilginç... Maalesef bugünlerde 'operasyon' gibi bir keşifle, hukuka aykırı dinleme yapılıp yapılmadığı hususu var incelemede... Telekomünikasyon da bizim, mahkeme de!..  Allah'tan hala 'iletişimden' anlayan bilirkişiler yaşıyor ülkemizde!.. Yoksa yandığımızın resmidir, bu diz boyu rezaletin içinde...

       'Memleketimden İnsan Manzaraları'  devam ediyor…

       İzleyelim birlikte…

       Dikkatinizi çekti mi bilemem; son birkaç yılda hiç bir belge ait olduğu yerden,  'özel yetkili savcılığa' kadar güvenlik içinde gidemiyor... Resmi kurumlar "vallahi biz sızdırmadık!" dediğine göre; onlara inanmak mecburiyeti var... Bu durumda bir tek 'yandaş medya'nın 'becerikli' olduğu ihtimali kalıyor geriye... Bu 'adamlar' teknolojiyi çok iyi kullanıyorlar bu kesin, bu üstün yanlarını teslim edelim...  Anlaşılan böyle 'ince işleri'  becerebilecek, bir tek teknik adam kalmadı 'bizim polisin' içinde... Yarın buna benzer bir iş Emniyet'in de başına gelebilir... O zaman Emniyet'in kendini korumak için Allah'tan başka sığınacak nesi var siz söyleyin!.. Polis olmaları şart değil, acil tarafından birkaç adam transfer etmeli teşkilatın içine,!..  Ya da daha pratik çözümlere yönelmeli: Polisi özelleştirmeli örneğin... Devleti kurtarıyoruz  ya hantallıktan!.. Bu da  o baptan çıkartılsın aradan!.. Öyle bir yasa çıkartmalı ki, "Mayın Yasasına" benzemeli; yoksa dünya aleme rezil rüsva oluruz vallahi... Çünkü siz de tahmin edersiniz; bunların hepsi de çok 'gizli' kayıtlı, önemli işlerdir!.. Haberleşme, sınırların korunması, istihbarat ve iç güvenlik gibi hizmetler,  her ülkede olduğu gibi bizde de göbekten birbirine bağlı...  Bu nedenle de tümü bir ahenk içinde çalışmalı... O bakımdan ihale şartları arasına öyle maddeler konulmalı ki, "güvenlik hizmetleri ihalesi" de 'Telekom'  ile 'mayınları temizlemesi'  işini alan şirketlerinki ile uyumlu olmalı…  Bu arada 'organik tarım'a ne ölçüde ihtiyaç duyduğumuz da iyice vurgulanmalı!.. 'Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar'  için çıkartılan yönetmelikle başlatılan tartışmaların, bu işi de aradan çıkartmak için bulunmaz fırsat olduğu un utulmamalı!.. O da devam etsin bir yandan, 'hormonlu hıyarlara' da günü geldiğinde ihtiyaç duyulacak!…

       Gırgır yaptığımı sanmayın, son derece ciddiyim bu konularda...

       Dilerseniz bu dediğimi takip eden paragraf içinde kanıtlayayım:

       AKP iktidara geldiğinden bu yana, polis içindeki "F tipi" bir yapılanmadan yakınma var... Kamuoyu bu fikre iyice inandırılmış bir kere; aksi ispatlanmadıkça da dönemez kararından...  Bir konuda da olsa hemfikir ulusça... "F Tipi Polis" ne demek onu da açıklayan yok benden başka... Yapamadığı işlere bakarak tarif ediyorlar bu tipi galiba...Onları boş verin, benim tanıdığım enteller "F tipi " terimini 'saf' anlamında kullanılmakta!.. Medya kuruluşlarından birinin  "F" adını   "SAF" sözcüğünden çıkarmış, son harfinden yakıştırmış olduğunu savunanlar da var...  Evinde atmış sigortanın tamirini eşinden bekleyen 'saf polis' memurunun acıklı halini düşünün; teknoloji den de kuşkulanmaktadır!… Diz üstü bilgisayarın kelepçe vurulacak yerini bulsa, 'yandı gülüm keten helva'!..   Zaten bu 'cin fikirliliği' yüzünden 'teknoloji kullanılarak'  çözülebilecek sorunlar karşısında apışıp kalarak copa sarılmıyor mu?!..  Dışarıdan bakanlara göre bu kişisel bir  "beceriksizlik" sanılmaktadır... Oysa bizim polisin temel özelliği "saflık ve beceriksizlik" kurumsal olup, kabalığından daha az öne çıkmaktadır… Anlaşılan bu nedenle de 'yandaş medya' –birlikte çalışma teklifini kabul etmeyenleri- parmağında oynatabilmektedir!..  Karakol önünde 'stenli nizamiye nöbeti' de  hizmete dahildir, bu vesile ile hatırlatılır!..

(Hazım sorunu ortaya çıktıysa devam etmenize gerek yok, zaten yoruldunuz da... Kaldığınız yerden akşam eve gidince devam edersiniz!)

-2 defa ANDİÇ -

       Kamuoyunun dikkatinin üzerinde bulunduğu en önemli belgeler, eski ceza kanunumuzun tabiriyle soruşturmada görev alan polislerin 'saffet ve hulusundan bilistifade'(!) bir şekilde elde edilebiliyor!..  Bu belgeleri "polisin servis ettiğini" ileri sürmek, elbette ki solcu ve ulusalcı muhalif yazarların   bühtanıdır... Emniyet "özelleştirilmedikçe" emniyet içinde yaşayabilmek ham hayaldir günümüzde!?.. İster misiniz bu son söylediğimden 'Emniyet içinde yaşamak!..' istediğimi anlayarak, bu isteğimi yerine getirsinler!… Örneğin bir sabaha karşı eve gelip: "Emniyet'te olmak istiyordunuz beyefendi, buyurun nezaretimizi yeni badana yaptırdık, iyi gelecek size!" diyerek alıp götürsünler... Sonunda Silivri de olacaksa tercihimdir vallahi!..

       'Kanıtlama işine tamam' diyorsanız madalyonun öteki yüzüne geçiyorum:

       O yüzünde "zeki ve kurnaz" fakat, bizden olup olmadıklarından kuşku duyulan 'polisler' var madalyanın!.. Onlar yerine göre medya ile ortak çalışırlar, gün gelir çok uluslu bir şirketin Türkiye temsilciliğinde eleman gibi otururlar!.. Bizim Devletin vatandaşa daracık olan kapıları, nedense onlara ardına kadar açıktır… Allah şahidimdir yukarda; 'yazılım ve donanım' konusunda bizimkilerden çok iyidirler… Çok da para istemezler hani, bu yüzden yerlerine hiçbir zaman yenileri aranmaz... Aklıma gelmişken hemen  söyleyeyim:Onlara hiçbir şekilde 'askerin bilgisayarlar' teslim edilemez, ve edilmemeli!.. Şüphe düştü yüreğime bir kere, bu yazı bitene kadar daha çok tekrar edeceğim bu tavsiyeyi, bunu aptal olduğuma vermeyin!..

       Dilerseniz kaldığımız yerden devam edelim:  

       Yerine göre basın mensubu, yerine göre programcı veya yazar da  olabilirler; entelektüel oldukları gözlüklerinden belli; her konuda konuşabilirler... Fikirlerinin tersini kimse kolay kolay ileri süremez!.. Gün gelir 'pazarlama uzmanı' olurlar; küresel ekonomik ilişkiler bağlamında 'krizi fırsat bilerek' babalarına analarını satabilirler!... Bunlar ne 'uzmanıdır' onu kimse bilemez; belgeleri 'bilgisayar diliyle' yazılıdır!.. Bizimkiler gibi ellerinde telsiz filan da bulunmaz; genellikle takım elbiseli ve kravatlı dolaşırlar… Saygı da asla kusur etmezler; hepsi de iyi eğitim görmüş kibar aile çocuklarıdır… Gözlerine kestiklerini akşam yemeğine davet edebilirler… Sonrasını ben nerden bileyim?.. Gidenleri bulup sorun belki onlar söyleyebilirler… Niteliklerini anlatmaya devam edersem eğer, suç olur mu bilemem ama,  başka ülkenin 'kuvvetlerini övmek' suretiyle, bizimkileri  "tahkir ve tezyif" ettiğimi düşünen bir aklı evvel çıkabilir... Bir 'kamu davası' açarak bana haddimi bildirebilir!... Biliyorsunuz şikayet etmek Anayasal bir hak olduğundan  serbesttir; hak aramaktır  biraz sıkıntılı ülkemizde!... 

       Böyle bir tehlike de varsa önümüzde, öyle kolay "yabancı  unsur var en mahrem yerlerimizde" diyebilir miyiz?.. Hayret ediyorum bu adamların ne kadar da 'işleri' oluyor resmi dairelerimizde...  Ciddiye alınırsa bu söylediğim, yeni bir soruşturma başlatılabilir... 'Esas kaybolunca teferruat başlar' sözü boşuna söylenmemiş herhalde... Yangında ilk kurtarılacak dolaplara anahtar deliğinden girebilirler; kabloların içinde olanları söylersem peynir ekmek sanarak oturup aklınızı yersiniz!.. Böyle zamanlarda "herkes dinleniyor" dedikodusunu bir yaydılar mı memlekete, yetkili ve görevli olanlar bile olduğu yerde çakılıp kalırlar!.. Bir de imamlı nikahlı eşleri var olanlar, magazin basınına konu olacak korkusu ile iki elini anında havaya kaldırırlar!.. Briyantinli beyler 'SMS ve MSN' ile üçüncü aşklarını yaşarken, 'onlar' çoktan bu bilgileri toplayıp arşivlediler bile; bu nedenle ödleri patlar... Bizim 'ağaları' böylece masrafsız bir şekilde devre dışı edebilirler!.. Masaların altında mesaisini tamamlayarak emekliliğini bekleyen,'temininde güçlük çekilen' bu elemanların hizmetinden yeniden yararlanabilmek için,  bir 'sicil affı' da çıkartılmalı, gerekli...  İhtiyaca göre değil mi şu ithalat dedikleri; bu mevsim 'domuz aşısı' yerine biraz da "cesaret aşısı"  ithal etmek  'sicil affı' yerine geçebilir... O da denenmeli?..

       Savcılık her sorulduğunda "bilgi ve belgeleri" Emniyetin sızdırdığını ima eden sözler sarf ediyor, hayret!.. Size yemin edebilirim bu saptama doğru değil!.. Bana sorarsanız  Emniyete de sızanlar var!.. Bu sıralar Emniyet de emniyette değil!.. Sanırım bizim "Kırıkkale tipi" polisler, yine çay servisi ile evrak getirip götürme arasında eziliyor... 'Bilgi ve görgüsü' artsın diye yurt dışına gönderilenlerden bir kısmının ise 'genetiği ile oynanmış' öyle söyleniyor!.. Onlar da 'birileri' ile işbirliği içinde, 'TSK'yı Bitirme Eylem Planı' ile meşgul ediliyor!.. Söyleyin 'amirlerine' bu görüş, kanıtlanmamış olsa bile, bir  komplo teorisinden üretilmiş değil!..

       "Devlet sırrı nedir?.." çoğumuz bilemeyiz... Son yıllarda "Vatana ihanet" de çıkartıldı suç olmaktan çok şükür!.. Sanırım Devlet sırrı olarak,  bir   'Deniz Feneri' bir de "Askeri Sırlar" kaldı elimizde… Askeri olanları 'levazım ambarında' saklamayı öneren astsubaylar var!.. Buna dikkat!.. Aksi halde,  askeri bilgisayarlara 'darbe planı' aramak üzere el koyacak olanlar, o sırları  da alıp okuyacaklar!?.. Belki de bir akşam üstü  'temizlik şirketinin'  asgari ücretle çalışan hanım personeli, çöp poşeti içinde kanatlandırıp uçuracak en mahrem bilgileri…"Bunlar solcu muhalif bir yazarın hayal gücünün sınırları" deyip çıkılabilir işin içinden!.. Benden söylenmesi...

       Kuşkusuz, bu asırda el konulan bilgisayarların 'hard disk'lerinden silinmiş olan bilgiler geri getirilebilirler... Bende öyle bir program var, bedava indirdim internetten; dileyene verebilirim... Bu işleri bizim 'imamlar' yapamaz sanmayın!.. Teknoloji ithali kimin tekelinde, bilen var mı aranızda?..  Anlaşılan yine 'uzman kurtlar' oturacak soframıza; ellerinde program CD'leri ile girişecekler işe; bizimkilerden nezaret edenlerin aklı hala 'Kurtlar Vadisi' dizisinde!.. Kopyalamalar  genellikle  böyle anlarda oluyor; üstüne  yazılabilir program CD'lerinin içine!... Kim bilir belki de ellerinde dışarıda hazırlanmış 'darbe planları' da var... Onları da 'yüksek huzurda' yüklemek mümkün  sürücülere!..  Hazirunun başı kuzu gibi önünde yine; tutanakları imzalamak zorunda hissedecek; sonra da 'gönül rahatlığı' içinde fazla mesai yazdırıp amirine, evin yolunu tutacak; yakıştı mı bizim polise!… Bir yere müdahale etse o zaman da küpeli çoluk çocuk önünde cahilliği ortaya çıkıp rezil olacak!..

(Bana sorarsanız burada bırakın, okuduğunuz yazı dört sayfayı geçti... Ayrıca bundan sonrasını okursanız kendinizi gizli bir servisin müfettiş sanabilirsiniz!..)

-3 defa  ANDİÇ -

       Biz ne konuşuyorduk nere geldik yine…

       Sıkıldıysanız bırakalım dedik… Ne diyorsunuz?...  

       Peki devam ediyoruz:

       Üzerinde çalışma yapılan bilgisayarlardaki 'askeri sırlar' ne oldu sizce?..  Mühürlü bir zarfın içinde müdür beye teslim edildiklerine ilişkin tutanak var  tamam; onun kasasında  'güvenlik içinde' olabilecek olan sadece tutanaklardır akıllım!.. O mühim saydığınız bilgiler daha aranıyor iken,  elektrik enerjisine çevrilip çoktan gittiler gidecekleri yere!.. "Bu kadar da olmaz ki, oyuncak olduk çoluk çocuğun elinde, emekliliğimizi istesek daha iyi değil mi?.." demek zevahiri kurtarmaz artık… Emekliye ayrılarak torunlarınıza "bizim zamanımda böyle şeyler hiç olmadı" diyebilirsiniz... Bu size kalmış… Hatta onlara "o kocaman file Afrika'da "ben tavşanım!"(4) itirafını da ben yaptırdım!" diyerek övünebilirsiniz de… Bunlara ilaveten "biz bu olasılıkları anında öngördük, onlara karşı önlem alamazdık" gibi ahmakça bir gerekçeye sığınıp rahatlatabilirsiniz!.. Bana ne, bu da sizin yönteminiz!..

       Siz de bilirsiniz ki,  ormanda avın semizini güçlü olan aslan kral alır… Çölde durum daha farklı "zeka ile bilgi" aslanın yerini alır!.. 'Küpeli çocuklar' çok iyi yetişmiş, hepsi de bilgili, onlardan çekinmeyin... İşi yaparken bilgiyi öğrenenin kafasına 'format atmanın' imkanı olmayabilir; ama kazanılıp bizim olabilirler!.. Aksi halde "askeri sırlar" ince bir  kablonun içinde yürütülerek; sır olmaktan çıkartılabilirler!.. Elbette bunların tümü, hayal gücü sınırları içinde ve  ihtimal dahilinde... Olmayacak şeyler de değil!..

       Bu kadar şüphelendikten sonra, sivil savcıların inceleme yapmak istediği askeri bilgisayarları, bence karargah dışına çıkartılmamalı!.. Bu birinci sıradaki vazgeçilemez bir tedbir olarak uygulanmalı... Bütün incelemeler "bu işlerden ve darbelerden!" anlayan askerlerin yanında, karargahın içinde yapılmalı... Bu da ikinci tedbir olarak  iç hizmet 'talimatnamesin' not düşülmeli!.. "Darbe" belgesi olmayan hiçbir belgenin örneğinin kışla dışına çıkmasına izin verilmemeli...  Bende acil olan üç önlem vardı; bunlar da şimdilik yeter sanırım... Sivil savcıların, Genel Kurmay'ın üç kez istenmesine rağmen 'ıslak imzalı' belge aslını vermemesi, bir güven bunalımı yarattı da sanılmamalı!.. Benim önerdiğim önlemleri bu sevimsiz duruma karşılık gibi düşünen çıkabilir, öyle değil!..

       Tadı kaçtı burada keselim isterseniz... Bence ayrılmayın birazdan zaten karpuz keseceğim!..

       Beni dinlemezseniz orduya yapılan 'Nizam-ı Cedit" benzetmesinden bir adım daha ileri gidilmesine kimse engel olamayacak... Bu noktayı çoktan geçmiş olanlar var; onlar bugünlerde arşivde, 'Yeniçeri Ocağı' ile ilgili bilgi topluyorlar... 'Benzerlikler' ve 'ayrılıklar' listeleniyor ayrı ayrı sayfalarda; bu konuyu tartışmaya hevesli liberal tarihçiler istediğin kadar; onlar da makyaj odasında sırada bekliyor!.. Hatta daha fazlasını da söyleyebilirim bu hususta: 'Vicdanı retçiler' vardı ya, onları da eski adreslerinden arayanlar var; gazete ilanları ile de çağrılabilirler belli olmaz... Denebilir ki: "Gençler aceleniz ne, şimdilik askerlik gitme işini erteleyin!.. Bu gelişmelerin sonunda orduların terhisi de istenebilir!.. Bizim askerler para nasıl kazanılır bilmiyorlar;  ekonomi biliminden de bihaberler... Bu kadar bütçeyi ayırmaya ne gerek var orduya?... Barış içinde yaşamak isteyen bir topluma ordu da gerekmez!.. Baksanıza Almanya ve Japonya'ya... Bugün gelmiş oldukları  noktada ordularının  sanki bir payı mı var?.."  Bu gibi soruları uzun saçlı bir profesör her an getirebilir önümüze... Kanalı değiştirseniz, bile sonucu değiştiremezsiniz; yine de bir yolunu bulup girebilir evinize...

       'Uzman Profesörler' ile 'dizileri' ağzı açık izleyerek  kandırılmaya bayılıyor bizm millet!...

       Aklıma "can ve mal güvenliğimizi korumakla görevli güvenlik kuvvetlerinden de kuşku mu duymalıyız?.." gibi sıra dışı  bir sorusu geliyor nedense...  Cevabı 'olabilir' olarak verirseniz eğer, yakında kitleler halinde yolumuz Bakırköy'e düşeceğe benziyor!.. Benden söylemesi

       Mademki, konu giderek açılıp saçılıyor, bu fırsattan biraz daha yararlanmak istiyorum...  Beni izleyin. devam ediyorum?..

       Belki aralarından bir yurtsever çıkar da, el koyar bu kepazeliğe diye ümit ediyorum… O yurtsever 'deliye' yardımcı olmak için bilgisayar üzerinden yapılan bir dolandırıcılık olayı nedeniyle açılmış olan bir  davada verilmiş 'bilirkişi raporundan'  bazı ip uçlarını aktarmak istiyorum!..  Gerçi bu bilgilere ulaşmak oldukça kolaydır günümüzde; arama motoruna (SQL, IP, SSL ) yazın birazdan  hepsi gelecektir önünüze...

       İlk başta öğrenilmesi gereken, "çocuk oyuncağı" gibi bir şey olarak bilinen internette bilgilerin saklandığı arşiv var... Yazılımcılar buna kısaca SQL(1)  'veritabanı sunucusu' diyorlar... İnternet üzerinde olan biten her şey burada kayıtlı olarak tutuluyor  Ayrıca her bilgisayarın numaralardan oluşan bir de IP adresi(2) bulunuyor... SQL denen ortamda bilgileri silip düzeltmek de var elbette, bunlar daha ileri düzeydeki kullanıcıların işleri... Biz dönelim konumuza; elektronik bir postanın, hangi bilgisayardan gönderildiğini ve o bilgisayarın internet aboneliğinin kime ait olduğunu araştırıp bulmak sadece birkaç saniyeyi alabilir. Anlayacağınız atla deve değil!...

       Bunun anlamı, basına gönderilen 'ihbar mektuplarının' kimin 'elinin ürünü' olduğunu bulmak hiç de zor değil... Bu iş için, Afrika'daki fillere  'dayak' atmak' şart değil... Ziyanı yok dayağı yine atın gösteri yapan öğrencilere; onları  cennetle değil, cennetten çıkanla ödüllendirmek iyi gelebilir!..

(Bravo 6 sayfayı geçtiniz... İnternet ortamında ilk defa bu kadar uzun bir yazı okudunuz değil mi?.. Dişinizi sıkarak bitiremezseniz,  okumaya devam edin!..)

-4 defa ANDİÇ -

       250. Maddeye göre 'çok yetkili' Cumhuriyet Savcıları, basın önünde konuşuyorlar: "Bize öyle bir mektup gelmedi, sizde varsa bize de verin"… Bu acizliğin itirafı değil mi Allah aşkına?… Sanki onlara engel olan bir 'genelge' var…  Söylenenleri 'ihbar kabul ederek' üzerlerine git be adam; yasa bu görevi sana vermiş; 72 milyon halkın da  budur senden beklediği!.. Diğer yandan suçlanan Albay günlerdir "ıslak" imzanın "masa başında üretilmiş" olduğunu savunuyor… Onun da gereğini yap, yöntem yine aynı... Albay'ın çığlığını duymaya kimsenin zamanı yok mu bu memlekette?!… Türkiye'yi ayağa kaldıran, CHP'yi de 'darbe planları' içine koyan bu büyük komployu ben mi araştırıp  çıkartacağım ortaya?.. Yapamıyorsanız çekilin bir kenara,  ben gelip  yapayım!..

       Kimine göre ise ezbere konuşuyorum,  asıl savcılardır haklı olan?…  

       İster misiniz bu konuda "yandaş medya" emniyet ve savcılıktan birkaç adım önde gitsin?!.. Ben şahsen istemem...

       Aynı sıkıntı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de  başında!…

       İlk birkaç rauntta, arka arkaya yumruk yemiş boksörlere döndü paşalar!.. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşıyla övünerek bugünlere kadar  gelen çok yıldızlı generaller, iki paralık çocuk oyuncağı dedikleri internet karşısında neredeyse yenilgiyi de kabul edecekler!... En sonunda anladılar, Genel Kurmay'ın kapısında nöbetçi Mehmetçik sayısını artırarak, üstesinden gelinecek sorunlar değil bunlar… Kendi içlerinden 'köstebek' aramak da ayrı bir zaman kaybı; böyle şeylerin sonuç vermeyeceği zaten karşı tarafın söyleminde saklı sayın paşalar!

       Sıkılmadıysanız devam edelim biraz daha az kaldı bitiyor zaten...  

       Asıl bu işleri başımıza saranlar 'zarar etmediği halde' iki yıllık kari karşılığında  elin gavuruna  TELEKOM mu satanlar değil mi?..  İtirafçı subayın mektubunda "alan adı almalar, internet faaliyetlerinin detaylarını paylaşmalar  ve  Silahlı Kuvvetlerde çalışan  herkesi 'yardımcı olmaya', elde ettikleri bilgi ve belgeleri yargı ve kamuoyu ile paylaşmaya davet" etmeler(3) de ne demek oluyor?... Fark ettiniz mi bilmem,  bizim ihbarcı subay bazı önemli şeyleri "kamuoyu ile paylaşmaya" çok hevesli… Amacının  'TSK'ni karalamak' olduğu buradan belli... Yargıdan önce kamuoyu ile paylaşma adeti  sizce neyin nesi; bu 'eski köye  yeni adet' getirmek değil mi?.. Ne de olsa bugün 'bu yargıya güvenmiyoruz' diyenler işbaşında, normaldir demeyin!.. Silivri'deki özel yetkili mahkemeye rağmen bilgileri 'kamuoyu ile paylaşmak' isteği ilginç olduğu kadar yapanı da ele verir!?..

       Öte yandan, mektubu yazan ile yandaş medyaya haber servisi yapan elin aynı kişiye ait olduğu da çıkıyor ortaya... Bence 250. Maddeye göre yetkili savcılar buradan işe başlayabilirler… Bu konuda teknik yardıma ihtiyaç var biliyorum,  o yardımı güvenilir bir üniversiteden alabilirler, beni de bu yazıdan sonra beğendiyseler, üniversitede değilim ama gelirim, ben de hazırım… Aksi halde  Türkiye'yi ayağa kaldıran bütün bu 'yapay kanıtlar' yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya gelebilir!.. Benden söylemesi!..

       Bir diğer gerçek;  bu araştırmaları yapması gereken birimler  her türlü bilgiyi  elde edebilirler, ama nedense hiç acele etmiyorlar!.. Ben böyle şeylerden kuşkulanırım... Sırası değil ama ben yine de söyleyeyim:Yetkili olmadıkları halde 'yazılımcı' ve 'programcı' sıfatıyla bu birimlere  girebilen 'uzmanlar'  böyle mühim bilgileri  'tağyir  ve tahrif'  de edebilirler!…  Bu da akla gelen bir başka ihtimal, kimsenin umurlarında değil… Görevi savsayan mı var oralarda, bu da gelir aklıma... Bu hususa da dikkat etmek gerekir… Sıra Telekomünikasyon Kurumunda 'tele kulak' aramaya geldikten sonra, en basit şeyi ihmal etmek açık bir ihanettir!..  Bir de kökten bir tedbir öneriyorum:Tez elden TELEKOM'u devletleştirelim... İterseniz başka bir ifade ile söyleyelim:İletişimi yeniden millileştirmek farz gibi bir icraat  değerinde olacak!..

       Ve nihayet, ikinci mektuptaki "şube müdürlerinin üzerine  kredi kartları alınarak ödemelerin bu kartlar üzerinden yapılacak  şekilde yeni 'alan adları' temin edilmiştir" cümlesini de doğru (okumak demiyorum)  anlamak gerekiyor!.. Bu açıklama bir tür içinde bulunduğumuz rezaletin  itirafı Bana göre bu sözler, itirafçı  bile olsa bir subaya ait değiller, olamazlar da!…  Çünkü hiçbir subay kendi birimi dışında bu kadar ayrıntılı bilgiye -üstüne vazife olmadıkça- ulaşamaz!.. İtirafçı  mektupta adı geçen işleri yapanlardan biri de değil!.. Bir de Silahlı Kuvvetler içinde  bir "köstebek bu kadar süre barınamaz" bu mümkün değil!.. Bulunuyorsa eğer, 'onları da özelleştirelim' derim!..

       Bu ihbarcının istediği şeye dikkat edin:"Bir şeyler bilenler, bilgi ve belgeleriyle çıkıp ortaya" anlamına gelen yem atıyor ortalığa!.. Mayın eşeği arıyor, bayağı bir sıkıştı hazret!.. Medet umduğu şeye bakın… Bu bile onu ele veriyor...

        İnternet ortamında TSK'nin 'gözlem altında' olduğunun bundan daha inandırıcı başka bir kanıtı bulunamaz… Darbecileri ortaya çıkartmak için de olsa, böyle bir duruma bağımsız bir devlette asla göz yumulamaz!.. Buradan yola çıkarak şunu söylemek de mümkün: "TSK'ni darbe suçlaması altında bombardıman ederek; savunma psikolojisi içinde tutup etkisizleştirmek ve Devletin  güvenlik birimleri başta  olmak üzere, önemli  kurumlarını ele geçirip; onları bir silah gibi de kullanarak  karşı-devrimi gerçekleştirmek!.." Geriye akla yatkın olan  başka seçenek kalmıyor!..

       Burada nokta koyup bitirelim isterseniz… "Devam!" dediğinizi duydum;  buyurun çaylar taze, afiyet olsun!..

       Türkiye'de her türlü haberleşmenin içinde 'yabancı unsur' bulunduğundan kuşkulananlar bence  çok haksız değil!..

       Bu işlerin üstesinden 'genelge okuyarak' terfi yapmayı bekleyen subaylar ve eski tip polisler ile  asla gelinemeyeceği de bu tartışma içinde çıktı ortaya!.. Bu artık kesin…

       Çünkü onlar sadece yurtsever!..

       a)Yurdu sevmek tek başına yeterli değil!.. Silah tutmak gibi teknolojiyi bilmek, ona bir köşesinden el sürmek de gerekir!.. Bu konuda da  anlaştık…

       b)Son tahlilde 'aptal yurtseverler' ile  'zeki hainler'  aynı yere çalışırlar… Ülkeye  verecekleri zarar da aynı miktarda olabilir!…

       c)Birincilerin bilgiler ellerinden alınır, diğeri çaldıkları bilgileri gönüllü olarak efendilerine verir, farkları sadece  bu kadardır!…

       İster misiniz CIA, MOSSAD veya KGB  gibi gizli servisler adı ne fark eder, bu fırsattan istifade ederek askeri sırlarımızı  da ele geçirsinler!… Bu olasılık da  asla göz ardı edilemez!…

       SONUÇ: Orta Doğuyu küçük Devletlere  bölerek yönetme planı halen gündemdedir; ve bu plana  karşı durabilecek tek ordu Anadolu'da konuşlanmıştır… Ne haber?!.. Bu son dediğimdir işin esasıdır; planlar bu amaca dönük olarak yürütülür;  geri kalan boş gevezeliktir!..

       O nedenle 72 milyon halk, Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmak üzere bir defa daha nöbete kalkmak zorundadır…  Düşman  uzağımızda değil; yanı başımızda belki de beynimizin içindedir!.. 

       Bu defaki nöbet;  sınır boylarındaki  kulübelerde  ve tüfekli değildir!..

       Mümzi: Kdm. Onbaşı Cemil / ANKARA;08.11.2009

(Geri dönüp bazı paragrafları yeniden okumak istiyorsunuz değil mi ?.. Ben de yazarken aynı şeyi yapmıştım... Kolay gelsin!.. Bence arkadaşlarınızla paylaşma fikri iyi bir fikir değil!..)

DİPNOTLAR:

(1) SQL : http://www.netogretim.com/dokumangoster.aspx?id=46

http://www.bilgiportal.com/v1/idx/18/1593/internetBiliim-Szl/makale/Tcp--Ip-Nedir-.html

SSL: http://www.deltamenkul.com.tr/ssl.htm

(2 ) IP:http://www.ip-numaram.com/  veya  http://www.ip-numaram.com/ipadresi.html

(3) http://www.gazetevan.com/haber_detayi.asp?id=3266

(4) http://209.85.135.132/search?q=cache:UjhUnoUdKX0J:www.hackhell.com/geri-donusum-kutusu/580646-ben-tavsanim.html+%22Ben+tav%C5%9Fan%C4%B1m%22&cd=1&hl=tr&ct=clnk



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.